Anayasa Mahkemesi 2021/39246 başvuru numaralı ve 5/6/2024 tarihli kararın incelenmesi

ANAYASA MAHKEMESİNİN COVID-19 PANDEMİ TEDBİRLERİ KAPSAMINDA MAHKEMELERE BAŞVURU SÜRESİ DÜZENLENEN MEVZUATIN UYGULANMAMASI NEDENİYLE OLUŞAN HAK KAYBINA İLİŞKİN KARAR ANALİZİ

 

İlgili başvuru Anayasa Mahkemesi’ne, 2021/39246 başvuru numaralı ve 5/6/2024 tarihli kararında başvurucu hastanın şiddetli kalp ağrısı nedeniyle hastaneye gitmesi, tedavi ve teşhisi yanlış uygulanması nedeniyle kalbinde %67 hasarın oluşmasına ilişkin tam yargı davası talebinin Covid-19 tedbirleri kapsamında düzenlenen sürelerin durması ve yeniden başlamasına ilişkin hesaplamanın yanlış yapılması nedeniyle hak arama hürriyetinin ve adil yargılanma hakkının engellenmesine ilişkin başvurudur.

Doktorun yanlış teşhis ve tedavide bulunması nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyeti hükümle sabit olup; başvurucunun maddi ve manevi tazminat talebiyle Konya 1. İdare Mahkemesi’ne başvurması ve talebin süreaşımı sebebiyle reddine karar verilmesi, kararın kesinleşmesi neticesinde adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişimin kısıtlanması söz konusu olmuştur.

Olay Covid-19 zamanında gerçekleştiğinden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (“İYUK”) ve Danıştay’ın 18. İdari Dava Daireleri Kurulunun 29/12/2022 tarihli ve E.2022/2587, K.2022/4074 sayılı kararı doğrultusunda 13/03/2020 tarihi ile 15/06/2020 tarihi (Cumhurbaşkanı tarafından tanınan yetkiyle uzatılmış son tarih) arasında (bu tarihler dahil) sürelerin durduğu bu tarihten itibaren on beş günlük olacak şekilde sürelerin uzayacağı düzenlenmiş ve Danıştay Kararlarında yer verilmiştir.

Başvurucunun süreleri belirtilen zaman dilimi dahilinde durma sayılmadan süreaşımına karar verildiği ifade edilerek, idareye başvuru süresi olan İYUK 13. maddesinde yer alan “…bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir.” şeklinde belirtildiği üzere dava süresi olarak öngörülen bir yıllık sürenin dolmadığı ve davanın haksız yere süre aşımı nedeniyle reddedildiği dile getirilmiştir.

 

Mahkeme kararında;

  1. Anayasa 36. Maddesi ile “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." hak arama hürriyetini düzenlemektedir. Mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenerek adil yargılanma hakkının güvencesine engel teşkil etmesi sebebiyle değerlendirilmiştir.  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından örneklenerek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşme'nin 6. maddesinin (1)’e göre de aykırılık teşkil ettiği, davanın olmaması adil yargılanma hakkına ihlal teşkil ettiği saptanmıştır.
  2. Olayda eylemin ilk öğrenildiği tarih 9/5/2019 olup mevzuat düzenlemeleri neticesinde başvuru yapılabilecek son tarihin 11/8/2020 olduğu kabul edilerek, hastanın başvurusu 30/5/2020 tarihinde yaptığından hak ihlali tespit edilmiştir.
  3. Tam yargı davasıyla maddi ve manevi tazminata ilişkin istemleri olan başvurucunun karar sonucu yeniden yargılama kararı ile tazminata gerek kalmadan giderimin yeterli olacağı,
  4. Yargılama giderinin başvurucuya ödenmesi, ödemede gecikme halinde yasal faiz işletilmesine oy birliği ile karar verilmiştir. 

                                                                                                                                                               Stj. Av. Meryem TORKAY