KİRALANAN TAŞINMAZLARIN TAHLİYESİ
Kira sözleşmesi kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanılmasıyla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.
Belirli şartların gerçekleşmesi durumunda kiraya verenler gerek İcra ve İflas Kanunu’nda öngörülen yollarla ilamsız takibe başvurmak gerekse de Türk Borçlar Kanunu’nda ihdas edilen şartlar gereği tahliye davası açmak yoluyla kiracıları tahliye edebilmektedir.
Kural olarak kiralanan bir taşınmazın tahliye edilebilmesi için yetkili Sulh Hukuk Mahkemesinde tahliye davası açılması gerekmektedir. Eğer davacı taraf bu davayı kazanırsa, mahkemenin vermiş olduğu tahliye ilamı ile ilamlı icra takibi yaparak kiralanan taşınmazın tahliyesini isteyebilecektir. Ancak İİK m.269-276 istisnai olarak, iki sebebin varlığı halinde, Sulh Hukuk Mahkemesinde tahliye davası açmaya gerek kalmadan, kiralayanın doğrudan icra mahkemesine başvurarak, kiralanan taşınmazın tahliyesini isteyebileceğini kabul etmiştir. Bu iki hal; kira bedelinin ödenmemesi hali ve kira süresinin bitmesi halidir.
KİRALANAN TAŞINMAZIN İCRA İFLAS HUKUKU HÜKÜMLERİ ÇERÇEVESİNDE TAHLİYESİ
Kural olarak İcra ve İflas Kanunu ilamsız takip yolunu para ve teminat alacakları için öngörmüşse de istisnai olarak kiralanan taşınmazların icra yolu ile tahliyesine ilişkin iki durum öngörülmüştür.
KİRA BEDELİNİN ÖDENMEMESİ SEBEBİYLE İLAMSIZ TAKİP YOLUYLA TAŞINMAZIN TAHLİYESİ (m. 269 vd) :
Kiralayan kira alacağı için hapis hakkını kullanırsa, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip de yapabilir.
Alacaklı, ödenmeyen kira borçlunun tahsilinin yanı sıra borçlunun kiralanan taşınmazdan tahliyesini de istiyorsa, kira bedelinin ödenmemesi sebebiyle ilamsız takiple tahliye yoluna başvurmalıdır.
Alacaklı kiralayan, itirazın kaldırılması ve tahliye için icra mahkemesine ayrı ayrı başvurabileceği gibi bu isteklerini birlikte de bildirebilir.
A.1. İCRA TAKİBİNE KARŞI BORÇLUNUN (KİRACININ) İTİRAZ ETMESİ :
Ödeme emrine itiraz icra dairesine yapılır. İtiraz süresi kural olarak ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gündür.
Genel olarak kira borcunun ödeme zamanı ve kiracıya verilecek ödeme süresi kural olarak otuz gündür.
Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmezse, tahliye takibinin kira alacağına ilişkin bölümü kesinleşir. Bunun üzerine, kiralayan kira alacağı için borçlunun mallarının haczedilmesini isteyebilir. Ancak haciz istenebilmesi için 10, 30, 60 günlük ödeme sürelerinin de kira ödenmeden geçmiş olması gerekir. Haciz süreci tamamen genel haciz hükümlerine göre olur. İtiraz etmeyen borçlu kira sözleşmesini kabul etmiş sayılır.
İtirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvuruda bulunabilmek için belirli bir sürenin geçmesi gerekmediği halde tahliyeye karar verilmesi istemiyle icra mahkemesine başvuruda bulunabilmek için ödeme emrinde belirtilen sürelerin geçmiş olması gerekir. Eğer, kiralayan; ödeme emrinde belirtilen ödeme süresi geçmeden icra mahkemesine hem itirazın kaldırılması hem de tahliyeye karar verilmesi için başvurmuşsa, kiralayanın tahliye istemi reddedilmeli ve itirazın kaldırılması istemi incelenmelidir. Bu durumda, kiralayanın, ödeme emrindeki ödeme süresi dolduktan sonra tekrar icra mahkemesine tahliye için başvurması gerekir.
Kural olarak yedi günlük itiraz süresi içinde ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu, kira borcunu ödeme (ihtar) süresi içinde ödemezse, alacaklı ihtar süresinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde icra mahkemesinden kiracının tahliyesine karar verilmesini isteyebilir.
Kiracı ödeme süresi geçtikten sonra kira borcunu ödese bile icra mahkemesi kiracının tahliyesine karar verir. Borçlu icra mahkemesinde kirayı ödediğini de ileri süremez ve böyle bir iddia dinlenmez çünkü borçlu borca itiraz etmediği için bu husus da kesinleşmiştir.
Süresinde yapılan itiraz, ilamsız tahliye takibini durdurur. Duran takibe devam edilmesi için alacaklının tebliğden itibaren altı ay içinde icra mahkemesinden kiracının itirazının kaldırılmasına ve taşınmazı tahliye etmesine karar verilmesini istemesi gerekir. Alacaklının bu durumda tahliyeye karar verilmesini istemiş olması itirazın kaldırılması talebini de içerir. Alacaklı bu süreyi kaçırırsa takip sona erer. Bir daha aynı kira alacağına dayanan ilamsız tahliye takibi yapamaz.
Kiracı itirazında bildirmiş olduğu sebeplerle bağlıdır.
Kiracının süresinde yapılmış itirazının niteliğine göre icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılması veya sulh hukuk mahkemesinde kira alacağının tahsili ile tahliye talepli dava istenir. Eğer kiracı sözleşmeye veya sözleşmedeki imzaya itiraz ederse, kira sözleşmesi noterde düzenlenmedikçe icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılması talep edemeyecek ve sulh hukuk mahkemesinde dava açacaktır. Bu takdirde de borçluya itiraz üzerine duran takipte gönderilmiş olan ihtarlı ödeme emri açılan bu davalar bakımından BK m. 260 ve 288 öngörülen ihtar yerine geçer.
Ancak kiracı sözleşmeyi kabul etmekle diğer bir deyişle sözleşmeye itiraz etmemekle birlikte borca itiraz ederse bu durumda sözleşmeyi kabul etmiş sayılacağından icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılması talep edebilecektir.
Borçlu-kiracının, noterlikçe re’sen düzenlenmiş veya imzası onaylanmış kira sözleşmesi altındaki imzasını inkar etmiş olması üzerine, hemen icra mahkemesine başvurup itirazın kaldırılması isteminde bulunabileceği gibi icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılmasını ve boşaltmaya (tahliyeye) karar verilmesini de isteyebilir.
Yargıtay, kira sözleşmesi noterlikçe düzenlenmemiş veya noterden onaylı bulunmamış dahi olsa, taraflar arasında kira sözleşmesinin varlığının -tarafların özel durumları gereği- tartışılamayacak derecede belirgin olduğu durumlarda da icra mahkemesinin “itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye” karar verebileceğini içtihat etmiştir.
Yüksek mahkeme itirazın kaldırılmasına karar verilmedikçe, tahliyeye karar verilemeyeceğini çeşitli kararlarında belirtmiştir.
KONUT VE ÇATILI İŞYERLERİNDE KİRA SÜRESİNİN SONA ERMESİ SEBEBİYLE İLAMSIZ TAHLİYE (272 - 275) :
TBK’nın konut ve çatılı işyeri kiralarında sözleşmenin sona ermesine ilişkin 347. Maddesine göre, kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir. Bu hükme göre kiracı istemezse kiralayanın kira süresinin bitiminde kiracıyı çıkarma hakkı kural olarak yoktur.
Ancak kiracı kiralananın tesliminden sonraki bir zamanda, kiraya verene karşı kiralananı belli bir tarihte tahliye edeceğine dair ayrı bir yazılı taahhütte bulunmuşsa o zaman kiraya veren, kira süresinin bitiminde ya da taahhüt edilen tarihte kiracının taşınmazı tahliye etmesini bir ay içinde icra dairesine başvurmak suretiyle isteyebilir.
Bunun üzerine icra dairesi, kiracıya yukarıdaki gibi bir tahliye emri gönderir. Bundan sonraki işlemlerde 272-275 hükümleri uygulanır.
İİK.m.272 vd hükümlerine göre tahliye talep edildikten sonra İcra Müdürlüğü 15 gün içerisinde taşınmazın tahliyesi ve teslim edilmesi gerektiğine dair tahliye emri çıkarır. Ayrıca icra müdürü, kiracıya 7 gün içerisinde kira sözleşmesinin yenilendiği ya da kira sözleşme süresinin uzatıldığına dair itirazda bulunması gerektiğini belirtir.
Kiracı tahliye emrine yedi gün içinde itiraz ederse takip durur. Bunun üzerine kiralayan icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Kiralayan icra mahkemesinde ilk önce noterlikçe düzenlenmiş ya da onaylanmış veya tarih ve imzası kiracı tarafından ikrar edilmiş bir yazılı tahliye taahhüdü göstermelidir. Kiralayan bu nitelikteki belgeyi sunar ve kiracı kira sözleşmesinin yenilendiğini veya uzatıldığını aynı nitelikteki bir belgeyle ispat edemezse mahkeme itirazın kaldırılmasına karar verir. Ama kiracı da iddiasını bu nitelikteki bir belgeyle ispatlarsa mahkeme itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verir.
Kiracı tahliye emrine itiraz ederken adi yazılı kira sözleşmesindeki veya tahliye taahhüdündeki imzayı veya tarihi açıkça inkar ederse kiralayan icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyemez. Bu halde kiralayan kiracıya sulh hukuk mahkemesinde tahliye davası açabilir.
Kiracı 7 gün içerisinde itirazda bulunmaz ve tahliye kararına rağmen 15 gün içinde taşınmazı tahliye etmezse icra müdürlüğü tarafından zorla çıkarılır.
KİRALANAN TAŞINMAZIN DAVA YOLUYLA TAHLİYESİ
Tahliye davası, kiraya verenin veya kiralananı sonradan edinen kişinin, kiralananın iadesi amacıyla TBK m. 350 vd. düzenlenen sınırlı sebeplere dayanarak kiracıya karşı açtığı bir dava türüdür.
TBK m.354’te dava sebeplerinin sınırlılığı hakkında düzenlenen “dava yoluyla kira sözleşmesinin sona erdirilmesine ilişkin hükümler, kiracı aleyhine değiştirilemez” hükmü dolayısıyla sözleşme ile kanunda düzenlenmeyen yeni tahliye sebeplerinin kararlaştırılamayacağı ifade edilmiştir.
Tahliye davası sebeplerinin sınırlı sayıda olması kira sözleşmesinin haklı fesih nedenlerinin varlığı halinde olağanüstü feshine (TBK m.331) engel değildir.
DAVA AÇMA SÜRESİ :
TBK m.353’te düzenlenen “Kiraya veren, en geç davanın açılması için öngörülen sürede dava açacağını kiracıya yazılı olarak bildirmişse, dava açma süresi bir kira yılı için uzamış sayılır.” Hükmü dava açma süresinin bir kira yılı uzamasına olanak sağlamaktadır.
Kiraya veren en geç dava açma süresi içinde olmak üzere sözleşmenin bitiminden önce de noter kanalıyla yazılı şekilde olmak şartıyla bu bildirimi yapabilir.
TAHLİYE SEBEPLERİ :
A-) KİRAYA VERENDEN KAYNAKLANAN SEBEPLER :
A.1. Kiraya Verenin veya Yakınlarının İhtiyacı Nedeniyle Tahliye Davası :
TBK m.350 ‘deki düzenlemeye göre;
Kiraya verenin, kira sözleşmesini; Kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebileceği hükmolunmuştur.
Konut ihtiyacı sebebiyle tahliye davası açılırken davacı sıfatı Yerleşik Yargıtay içtihatlarında kabul edilene göre kiraya veren durumunda olmayan malikin madde hükmünün lafzına göre de kiraya verene aittir. Dolayısıyla konut ihtiyacı sebebiyle tahliye davasında davacı sıfatı kural olarak kiraya verene ve içtihatlarda kabul görüldüğü üzere kiraya veren durumunda olmayan malike aittir.
Konut gereğiyle tahliye davası açılabilmesi için konut ihtiyacının gerçek, zorunlu, devamlı ve samimi olduğu ispatlanmalıdır.
Kanun hükmündeki ihtiyaçların doğması durumunda belirli süreli sözleşmelerde sözleşmede belirlenen sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde ise fesih dönemine ve fesih bildirimi sürelerine uymak koşulu ile sözleşme süresinin bitiminden itibaren bir ay içinde sulh hukuk mahkemesinde dava açarak taşınmazın tahliyesini isteme hakkına sahiptir.
TBK m. 355/1 ‘e göre Kiraya veren, gereksinim amacıyla kiralananın boşaltılmasını sağladığında, haklı sebep olmaksızın, kiralananı üç yıl geçmedikçe eski kiracısından başkasına kiralayamaz. m.355/son’ a göre ise Kiraya veren, buna aykırı davrandığı takdirde, eski kiracısına son kira yılında ödenmiş olan bir yıllık kira bedelinden az olmamak üzere tazminat ödemekle yükümlüdür.
Yeniden kiralama yasağı; konut ve çatılı iş yeri sahiplerinin, kiracısını çıkartarak daha yüksek bir kira bedeli ile üçüncü bir kişiye kiralama niyetiyle kiracısını mağdur etmesini önleyecek bir süre sınırına tabi bir yasak şeklinde düzenlenmiştir. Haklı sebebin varlığı halinde kiraya veren artık bu yasağa tabi olmaz.
A.2.Yeniden İnşa ve İmar Sebebiyle Tahliye Davası ve Şartları :
TBK m. 350’de bu husus ‘Kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise, belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir.' şeklinde düzenlenmiştir.
Bu davada dava hakkı kural olarak kiraya verene aittir. Ancak kiraya veren durumunda olmayan malikin de bu davaları açabileceği içtihaden kabul edilmiştir.
Kiralananda yapılması düşünülen tamirat ve tadilatın imar amaçlı ve aynı zamanda esaslı işlerden olması bu sırada kiralananda ikametin mümkün olmaması proje ve ruhsatın imar mevzuatına göre uygulanabilir olması gerekir. Bu husus uzman bilirkişiler marifetiyle tespit edilir.
Yapılacak tadilat ve imarda amacın kiralananın daha iyi duruma getirilmesi, harp durumdan kurtarılması, daha kullanılır hale getirilmesi olmalıdır. Salt gelir getirmek amaçlı onarım veya değişiklikler Yargıtay içtihatları gereğince imar amaçlı sayılmadığından tahliye talebi reddedilmektedir.
Kiraya veren tahliye davası açtığında esaslı onarım, genişletme ve değiştirme nedenlerinden hangisine dayandığını belirtmelidir. Yeniden inşadan farklı olarak yapılacak imar ve tadilatın esaslı olması gerekmektedir.
TBK 353 uyarınca kiraya veren daha önce veya en geç davanın açılması için öngörülen sürede dava açacağını kiracıya yazılı olarak bildirmişse, dava, bildirimi takip eden uzayan bir kira yılı sonuna kadar açılabilir.
TBK m.355’e göre bu amaçla boşaltılan taşınmazlar, eski haliyle, haklı sebep olmaksızın üç yıl geçmedikçe eski kiracıdan başkasına kiralanamaz. Ayrıca düzenlemeye göre kiracının yeniden inşa ve imarı gerçekleşen taşınmaz üzerinde yeni durum ve yeni kira bedeli ile kiralama konusunda öncelik hakkı bulunmaktadır. Bu hakkın kiraya verenin yazılı bildiriminden itibaren 1 ay içerisinde kullanılması gerekir; bu öncelik hakkı sona erdirilmedikçe, taşınmaz üç yıl geçmeden başkasına kiralanamaz. Buna aykırı davraanılırsa kiraya veren eski kiracının son kira yılında ödemiş olduğu bir yıllık kira bedelinden az olmamak üzere tazminat ödemekle yükümlüdür.
A.3 Taşınmazın Yeni Malikinin İhtiyacı Nedeniyle Tahliye Davası :
Bu konu TBK m.351’de “Kiralananı sonradan edinen kişi, onu kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla, kira sözleşmesini altı ay sonra açacağı bir davayla sona erdirebilir. Kiralananı sonradan edinen kişi, dilerse gereksinim sebebiyle sözleşmeyi sona erdirme hakkını, sözleşme süresinin bitiminden başlayarak bir ay içinde açacağı dava yoluyla da kullanabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Kanun burada süre ve yazılı bildirim şartı öngörmüştür. İhtiyacınsa samimi, gerçek ve zorunlu olması gerekmektedir. TBK m.355’deki hükümler yeni malik için de geçerli olacaktır.
KİRACIDAN KAYNAKLANAN SEBEPLER :
a. Tahliye Taahhüdü Nedeniyle Tahliye Davası :
Kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği hâlde boşaltmamışsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir.
Bu şekilde açılan tahliye davasında kira sözleşmesi ancak mahkeme kararının kesinleşmesi ile sona erer. Kesinleşmeye kadar kiralanan boşaltılmazsa kiracının haksız işgali söz konusu olacak dolayısıyla da kiraya verenin ecrimisil davası açma hakkı doğacaktır. Bu davanın açılmasının şartları:
b. İki Haklı İhtar Nedeniyle Tahliye Davası :
Bu konu TBK m.352’de Kiracı, bir yıldan kısa süreli kira sözleşmelerinde kira süresi içinde; bir yıl ve daha uzun süreli kira sözleşmelerinde ise bir kira yılı veya bir kira yılını aşan süre içinde kira bedelini ödemediği için kendisine yazılı olarak iki haklı ihtarda bulunulmasına sebep olmuşsa kiraya veren, kira süresinin ve bir yıldan uzun süreli kiralarda ihtarların yapıldığı kira yılının bitiminden başlayarak bir ay içinde, dava yoluyla kira sözleşmesini sona erdirebilir. Şeklinde düzenlenmiştir.
Şartları:
İki haklı ihtar yasada öngörülen sürelerde yapılmalıdır. mülga GKHK m. 7/e’de “bir yıldan” bahsedilmesinden hareketle Yargıtay bir yıldan kısa süreli kira sözleşmelerinde veya süresiz kira sözleşmelerinde veya süresiz kira sözleşmelerinde de iki haklı ihtara dayalı olarak tahliyeyi mümkün görmemekteydi. TBK m. 352/II hükmü ile Kanun Koruyucu, ifade edilen bu görüşleri kendi bakış açısıyla değerlendirerek, yeni bir düzenlemeye kapı açmıştır. Buna göre iki haklı ihtar bir yıldan kısa süreli kira sözleşmelerinde kira süresi içinde yapılmalıdır. Böylece Yargıtay’ın eBK ‘nın yürürlük dönemindeki bir yıldan kısa süreli kira sözleşmelerinde iki haklı ihtara dayalı olarak tahliyeyi mümkün görmeyen içtihadı hükümden düşmüş olmaktadır.
c. Kiralananla Aynı Coğrafi Alanda Kiracının ve/veya Birlikte Yaşadığı Eşinin Konutunun Bulunması :
Bu konu TBK m. 352/3’de “Kiracının veya birlikte yaşadığı eşinin aynı ilçe veya belde belediye sınırları içinde oturmaya elverişli bir konutu bulunması durumunda kiraya veren, kira sözleşmesinin kurulması sırasında bunu bilmiyorsa, sözleşmenin bitiminden başlayarak bir ay içinde sözleşmeyi dava yoluyla sona erdirebilir.” Şeklinde düzenlenmiştir.
Kiracıya veya eşine ait konutun oturmaya elverişli olması gerekmektedir. Bu konutun aynı zamanda kiralananın bulunduğu aynı ilçe veya belediye sınırları içinde olması gerekir.
Şartları oluşmuşsa bu dava sözleşmenin bitiminden başlayarak bir ay içinde açılmalıdır. TBK m. 353 gereğince kiraya veren en geç davanın açılması için öngörülen sürede dava açacağını bildirmişise, dava açma süresi bir kira yılı için uzamış sayılır.
SONUÇ :
Hukuk büromuz özellikle son 2-3 yıldır ciddi anlamda artış gösteren kira ilişkisinden doğan uyuşmazlık ve anlaşmazlıklara çözüm bulmaya çalışmaktadır. Öncelikli olarak müvekkillerin daha hızlı ve etkin bir şekilde sonuca ulaştırılması arzu edilmektedir. Eğer sizin de kiracı yahut ev sahibinizle bir uyuşmazlığınız mevcutsa hukuk büromuzu arayıp bizimle iletişime geçebilirsiniz.